MOBBİNGE İLİŞKİN YARGITAY KARARLARI
- Burçak Dalgıç
- 14 Şub
- 2 dakikada okunur
“Mobbing sistemli bir şekilde, süreklilik arzeden bir sıklıkta çalışanı sindirme maksadı ile kişinin özgüvenine uygulanan psikolojik ve hatta fiziksel saldırgan davranışı ifade etmektedir. Başka bir ifade ile işyerinde bir veya birkaç kişinin, istenmeyen kişi olarak ilan ettikleri kişiyi, dışlayarak, sözlü ya da fiziksel tacizde bulunarak mutlak itaate zorlamak, yıldırmak ve bezdirmektir. Mobbingi, bir veya bir grup işçinin aynı işyerindeki bir başka işçiye zarar vermek amacıyla sistemli ve süreklilik arzedecek biçimde küçümseyici, aşağılayıcı, dışlayıcı ve korkutucu hareketler bütünü olarak tanımlamak mümkündür. Bir hareketin mobbing sayılabilmesi için sistematik, sürekli ve kasıtlı olması gerekir. Ayrıca, bu şekilde davranışlara maruz kaldığını ispat yükü iddia edene düşer. Yani işçi mobbinge maruz kaldığını ispat etmelidir.” (Yargıtay 22. HD, 22.01.2014, E. 2013/37918 K. 2014/729).
Bir işçiye sürekli ve sistemli olarak hakaret edilerek, konuşmayarak, dikkate alınmayarak, hak ettiği ücreti ödenmeyerek, işyerinde çalıştığı yer sürekli değiştirilerek, kötü çalışma şartlarında çalıştırılarak baskı ve yıldırmaya maruz bırakılması nedeniyle psikolojik taciz yani mobbingin oluştuğu ifade edilmiştir. Bu kapsamda işinin iş sözleşmesini haklı nedenle fesih hakkı doğacaktır. (Yargıtay 9. HD, 14.05.2019, E. 2016/1308 K. 2019/10862)
Yıldırma ve işin yürütümünü engellenmesi de mobbing sayılacaktır. Bu kapsamda yeni yönetimin işçinin sürekli görev yerini değiştirmesi ile işçiye karşı işini yapma noktasında yıldırıcı faaliyetlerde bulunduğu gerekçesiyle mobbing bulunduğuna hükmetmiştir. (Yargıtay 22. HD, 6.03.2017, E. 2017/5922 K. 2017/4517).



Yorumlar